.
  ERZURUMCA FIKRALARIMIZ
 
VIŞŞŞŞ SENE NE
Trafik lambaları şehre yeni konulmuş.Trafik polisi kırmızı ışıkta geçen teyzeyi durdurur: -Teyze teyze dur nereye gidiyorsun? Vışşşş devamsız, sene ne? Eltimgile gidirem, erimin de heberi var!
CLAY"IN MÜSLÜMAN OLUŞU
Teyo'nun şöhreti Amerika'ya ulaşıp, gazeteler, televizyonlar hep ondan bahsetmeye başlayınca Clay ona meydan okur. Lafın kısası Teyo ile birlikte ringe çıkarlar. - Kılay, gara bir cırbağa. Dutiram dutiram yere çaliram. Ele oldu ki, dermansız dizlerime gapandi. - Pehlüvan ben ettim sen etme, canimi bağışla. Dedim ki "ya kelmeyi şahadet getirisen ya canın alıram!" O sahat müslüman oldi.
ORUÇ NASIL BOZULUR
Birgün Naim Hoca'ya sormuşlar; `denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye. Naim Hoca şöyle cevap vermiş; - Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre...
CAFER AĞA
Erzurum Belediyesinin kuruluş yıllarında fahri olarak her işe koşuşturan Cafer Ağa'nın bu gayretkeşliğini ödüllendirmek için Ankara'ya gidecek heyete onu da yazmışlar. Cafer Ağa bu haberden çok memnun olmuş. Öyle ya ekabir-i memleketten olmasa heyete adını yazarlar mı? Cafer Ağa o akşam eve hergünkünden farklı bir havayla gelince hanımı merak edip sormuş: - Cefer, o gözel sufatın niye ele töhmüş, mosolun asmışsan, bişeye mi sinirlendin? - Ben sinirlenmim kim sinirlensin! Bıhdım usandım. Sohahlar mi temizlenecah, gel Cefer Ağa, çölpühler mi payhlanacah, gel Cefer Ağa. Şindi de Engere'de hökümatın işi bozulmuş, gel Cefer Ağa!
GARA GARGA
Teyo Pehlüvana takılmak için yol mu yok? - Teyo bahasan bu Gargalar niye bele gara? Teyo Pehlivan'ın cevabı cebinde: - Güneşe yakın uçduhlari üçün.
EHMED
Bir zamanlar yol vergisi vardı. Ya yol vergisi vereceksin ya da yol işinde çalışacaksın. İki Tortumlu hem vergi verememiş hem de işten kaçmışlardı ki yolda jandarmayla karşılaştılar. - Dipkoçanızi verin bahim! - Yohdur. - Adın ne? Tortumlu, arkadaşının gözlerine bakıp bir işaret verdi. Adlarını da söylemezlerse kurtulacaklardı. - Ola benüm adım neydi Memmed? - Ben ne bülim Ehmed!
90 DAKİKALIK DUA
Erzurumspor yenilirse küme düşecek, berabere kalır ya da yenerse ligde kalacaktır. Hoca'dan dua etmesini isterler: - Hocam bi dua et de takım yensin, heç degilse berabere galsın. Hoca dua eder. Maçın 90 dakikası berabere biter ama Erzurumspor uzatmalarda bir gol yer ve küme düşer. Taraftarlar: - Ne biçim dua ettin" diye Hoca'ya çıkışırlar. Hoca: - Ula uşah ben 90 dekke için dua ettim. Ne bülim gavat uzadacah!.
EŞŞEGİ BULİRSAN
Her yıl dünyanın bir bölgesini gezmeyi adet edinen Tortumlu, dönüşünde de gördüklerini etrafına anlatırdı. - Memmet, bu sene nereye getdün? - Efrikiye. - Eeee? - Orada safari yapduh. - Ula safari nedür? - Çeşüt çeşüt yaban hayvani vurduh da! - Ya sen ne vurdun? - Zürafa vurdum. - Ula zürafa nedür? - Eşşegi bülirsin? - Hee. - Onun ayahlari iki metre, boyni iki metre olani. - Başga? - Kergedan vurdum. - Ula o nedir? - Eşşegi bülirsin? - Hee. - Ondan üş teneyi birleşdirirsin burnuna da bir tikinti yapirsin, o. - Başga? - Piton vurdum. - Piton ne ki? - Eşşegi bülirsin? - Hee. - Şeyini de bülirsin? - Helbe. - Onun dört metre olani. Ama eşşeg yoh!
OTOBÜS YOLCUSU
Saf bir Erzurum'lu sehirlerarasi otobüs yolculugu yaparken mola yerinde otobüsünü sasirmisti. Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalip seslendi: -Dadaslar hele bir bahin ben bu otobusun yolçusu miyam?
OLA ZEÇİ
Erzurum lisesinde Erzurumlu Öğretmen ,Erzurumlu öğrenciyi sözlü sınavı yapıyor : -Arhadaçi -Buyur hocam neci? -Adın neçi? -Mehmet Zeçi -Numaran neçi? -içiyüz içi -Memleçetin nereçi? -Erzürümün içi -Soriyi bilirmisen peçi? -Hocam sori neçi ? -Erzürümün nüfüsi neçi? -Hocam bilmemçi -Eleyse otur içi -hocam neyettimçi?
HE DİYİREM BEN
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanlara ait bir anıyı Erzurum Kültür Kurumu İlköğretim Okulu'ndan Mansır Bey anlatıyor... Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon: "Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir." Teknik servis elemanı sorar: "Nasıl yapıyorsunuz?" "Senin anlattıgın kimi." "Hata ne?" "Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir." "İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?." "Tamam" diyor ve başlıyor anlatmaya... "Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir: Kaydetmek ister misiniz? E / H yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee...
BEN DİYİREM
Tortum'un köylerinden birine Kaymakam bir köprü yaptırır. Ancak köprü biraz alçak olduğu için buradan geçen eşeklerin kulaklarına sürtünür. Tortumlu da eline bir bıçak alarak eşeğin kulağının sürtündüğü yerleri oymaya başlar. Tam bu sırada Kaymakam yanına gelir ve niye köprüyü oyduğunu sorar. Tortumlu da eşeğinin kulakları sürttüğü için bunu yaptığını söyleyince Kaymakam: -Köprüyü oyacağına eşeğin ayaklarına gelen yeri kazısana,der. Tortumlu şöyle bir bakar: -Bir de ohumuş adamsan Gaymagam beg, ben diyirem gulahlari... sen diyirsen ayahlari!
DALANGUDİK DIRMANİR
Omuzları tilki kürklü bir hanımefendi Cumhuriyet caddesinde yürürken dadaşım yanına gelir: - Baci ,baci dalan gudik dırmanir. Kadın kendisine laf atıldığını düşünerek: - Terbiyesiz, der. Dadaşım bozulur : - Benene kıtlarsa kıtlasın !
KOKAR ONLAR
Sark hizmetini yapmak üzere Erzurum'a atanmış bir memur, bir ikindi vakti Dere mahallesinde yüksekçe bir yere çıkmış, otlaktan dönen, evlere dağılan inek nahirini seyrediyordu. Yanında da mahalleden yaşlıca bir ihtiyar vardi. O sırada bir kaç kadin mayislari toplayip yogurmaya, yassiltip duvara yapistirmaya basladilar. Bunu merakla izleyen memur yanindaki yasli ihtiyara: Erzurum'da her tarafta tezek gördügünü bunlarin gübre olarak niye kullanilmadigini sorunca, yasli adam: -Beg, sen o tezegi ele çoh agzan alma, oni biz gisin yahirih. -Peki su kadnlarla nasıl yatıyorsunuz, hepsi bok kokar onların? -Asil merifet onnarnan yatmahda, sizin garilarnan herkes yatar!
DALIMIZ GIZSIN
Erzurumlu cehennemi boylamıştır ama şikayetçi değildir. Hatta memnundur. Kapıyı sık sık açan ve açık bırakanlara rica eder: - Aman, nevolur kapıyi mökkem örtün de bir dalımız gızsın.
HEÇ BELLİ OLMAZ
Tortum'lu iki kardeş, yan köyden kız kaçırmış, kendi köylerine dönüyorlardı. Arazi malum patika! Büyük kardeş önde kız ortada küçük kardeş arkada. Kız hangi kardeşe kaçırıldığını merak edip arkadaki küçüğe yanaştı ve sordu: - Bahasan beni hangüze kaçırdıııız? Küçük kardeş şöyle bir bıyıklarını burduktan sonra : - Orası heç bellim olmaz! Hele bir eva gidah!
FARZET Kİ
Erzurum’da birisi tanıdık bir köylü dostuna misafirliğe gider. Ev sahibi izzet ikramda bulunur. Yemekten sonra misafirin önüne bir kalbur yer elması getirir. Bu kadar çok ikramdan mahcup olan misafir : - Ağa ne zehmet ettin, bunlara ne lüzum vardi, deyince, köylü: - Ne zehmeti efendi farzet ki müsürlüge töhmüşem öküzler yiyir !
TEMMUZDA BUZ
Hasankale’de her yıl Temmuz ayında Karakucak güreşleri yapılır. Teyo’ya güreşçilerden birisi yaklaşarak: - Pehlivan senin güreşeceğin adamla ben de güreşeceğim. Onu biraz yor, der. Teyo: - Sen merak etme, der ve Teyo rakibi ile güreşe başlar. Ama güreş başlar başlamaz rakibi Teyo’yu kaldırdığı gibi yere vurur. Biraz önce Teyo’yu uyaran güreşçi Teyo’ya: - Pehlüvan ne oldi, çabu pes etdin. - Ne edim oğlum, ayağım buza geldi gaydım.
SİTAVUH
Erzurum’lu İstanbul’da gezerken hele bir de ano diskoya gidim demiş. Kapıdaki bekçi: - Damsız girilmez, yasak, deyince: - Gardaş benim damım Erzürümün Sitavuh kövünde.Hoç altına gındıllik tahacah halım yoh!
YUKARI MUMCU
Erzurum'da bir kadınlar toplantısına davetli olan yabancı bir bayan, genç ve güzel bir kadına sormuş: - Cici kızım sen kimlerdensin? - Vallah çimlerden oldugumi bülmirem. Yuhari Mumcunun gızi, Assagi Mumcunun geliniyem.
BİRDE VAPUR
Birgün gahvede oturiram,telefon çaldi. -Pehlivan seni isdiller diye seslendiler. Gahdım bahdım, ariyan bizim Kars Valisi: -Pehlivan Sarıkamış’da denize bir cip düştü! Biz uğraştık ama çıkaramadık. Buradakiler de “ bu cipi denizden çıkarsa Hasankale’li Teyo Pehlivan çıkarır. “Allahını seversen gel bize yardım et” diye yalvardi. Bunun üzerine gahdım bindim ata. Gettim Sarigamış’a. Atladım denize, suya bir dumdum, cip suyun dibinde. Bir goluma cipi tahdım, öteki golumunan da gulaç atmaya başladım ve cipi sudan çığartdım. Ama gardaş cip bene çok ağır geldi. Tikkatli bahdım ne görim. Megerse cipe bir de vapur tahılmış.
GURBET
İstanbul'a gurbete giden Erzurumlu, dönüŞte karısına istanbul'lu hanımların, akşam eve dönen kocalarını, kapıda nasıl karşıladıklarını "Hoş geldin kocacığım, üşümüşsün, yorulmuşsun!" gibi kibar, nazik laflar ettiklerini anlatmış. Belli ki o da karısının kendisini öyle karşılamasını istiyor.... Aksam eve gelmiş, kar, tipi, soğuk, karısı kapıyı açmiş : -Uy kocacığım, it gibi titriyisen...
 
  Bugün 7 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 
TEŞEKKÜRLER Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol